28 Ekim 2014 Salı

Keşif Noktamız OHRİ - OHRID


MAKEDONYA (MAKEDONYA CUMHURİYETİ – MAKEDONYA ESKİ YUGOSLAV CUMHURİYETİ)

Konumu: Balkanlar

Başkenti: Üsküp

Para Birimi: MKD - Denar (1 Makedon Denarı yaklaşık 0.046 Türk Lirasına denk gelmektedir) Güncel kur için http://www.xe.com/ ‘u ziyaret edebilirsiniz.

Dili: Makedonca



Keşif Noktamız OHRİ – OHRID

(01/07/2014-02/07/2014)



Bitola şehirlerarası otobüs istasyonundan kişibaşı 200-MKD karşılığı aldığımız otobüs biletlerimizle sabah 09:00’da biniyoruz otobüse, sırada Ohri var. Otobüs, Üsküp-Bitola arası yolculuğumuzda olduğu gibi yine endişelerimizi rafa kaldırmamıza yardımcı oluyor, konforlu ve sıkıntısız bir yolculuk geçiriyoruz. http://www.transkop.mk/


* Uzun süreli aç kalamayan ve sürekli birşeyler atıştırmak isteyen biri olarak hatırlatmam şart: otobüs yolculuklarının süresi ve mesafesi ne olursa olsun hiçbir şekilde ülkemizde olduğu gibi içecek ve atıştırmalık ikramı yok, suyunuzu dahi otobüse binmeden önce yanınıza almalısınız ya da otobüsün mola verdiği tesislerden alabilirsiniz çünkü otobüs sadece taşımacılık görevini yapıyor ve belirttiğim anlamda misafirpeverlik beklemeyin :)
 

* Belirtmem gereken bir husus daha: otobüs biletlerinizi alırken biletlerin üzerinde her ne kadar koltuk/yer numarası yazsa da aslında yok öyle birşey! Herkes canının istediği yere konuyor binince otobüse :) Uzun yolculuklarda rahatsız olmamak adına güneşin yönü, vb değişkenleri hesaplayıp buna göre otobüse binerken atak yapmak faydalı olabilir, çünkü Balkanlar gezimiz boyunca yeri geldi 5-6 saatlik otobüs yolculukları yaptık ve yaşadığımız yorgunluğun en güzel ilacı otobüsteki 1-2 saatlik uykular oldu. Uyku aralarında da bir sonraki keşif noktası için kısa süreli dersler de çalışmadık değil :)


Bu hatırlatma merasiminin ardından dönelim konumuzaaa...


Ohri’nin şehirlerarası otobüs istasyonunda otobüsten indik, ve yine bir sonraki keşif noktası için ertesi gün bineceğimiz bir otobüs aramalıyız, bulmalıyız. Düzen burada da bozulmadı, biletimizi otobüse binmeden 10-15 dakika önce alabileceğiz. Bugün ilk isteğimiz kalacak yeri ayarlamak ve bunun ardından rahat rahat gezmeye başlamak. Gezilecek yerleri anahatları ile daha önceden belirlemiştik ve Ohri için de 1 gün-1 gece ayırdık. Bir gecelik konaklama bulmalıyız şimdi. İstasyondan şehir merkezine yürümeye başladık, yine isteğimiz hem istasyona çok uzak olmayan (bugün ve ertesi gün çantalarla uzun mesafe katetmemek için) hem de merkezde (yaya gezebimek adına) bir oda bulabilmek, kaymaklı ekmek kadayıfı arıyoruz yani :) Eski binaların, evlerin arasından gidiş gelişli dar bir caddede yürüyoruz merkeze doğru. Bazı yerlerde kaldırımlar çok ama çok dar, bazı yerlerde de ülkemizden tanıdık olduğumuz kaldırım üzerine bırakılmış araba sendromları var. Çoğu zaman yola inip yolda yürümek daha rahat geliyor insana, ama o zaman da aynı anda ben+gelen araba+giden araba fazla geliyoruz yolun genişliğine, mecburen çıkıyorum kaldırıma :) Yaklaşık 15 dakikalık bir yürüyüşün ardından büyük bir kavşak geliyor önümüze; binalar yenileniyor, yollar genişliyor, etraf kalabalıklaşıyor, artık merkezdeyiz! Derken bisikletli 25-26 yaşlarında bir genç yanaşıyor ve kalacak yer ihtiyacımız olup olmadığını soruyor, 3-4 saniyelik bir şaşkınlık ve tedirginlik halinden sonra hostel istemediğimizi otel arayacağımızı söylüyoruz. Makedon genç, işlettiği yerin hostel olmadığını ve apartman dairesi (apartment & apart) olduğunu söylüyor. Geziden önce okuyup araştırdıklarımızdan bu konsepte yabancı değiliz, kısa süreli daire kiralama Avrupa’da olduğu gibi Balkanlar’da da çok yaygın. 1  gece kalmak istediğimizi öğrenince önce pek istekli olmasa da saatin öğleni geçmesi ve bu saatten sonra müşteri bulamama ihtimaline karşılık 1 gecelik konaklamaya tamam diyor o da. Sıra bizde, fiyatı öğrenmek istiyoruz öncelikle; kısa bir pazarlıktan sonra evi görüp beğenirsek iki kişi 20-Euro’ya konaklamayı kabul edeceğimizi söylüyoruz çünkü istediğimiz kriterler çerçevesinde bu fiyat normal... Daire 5 dakikalık yürüme mesafesinde, merkezde yani. Genç, bisikletini bizimle karşılaştığı yerdeki elektrik direğine zincirliyor ve bizimle beraber yürümeye başlıyor. Yolda bu işin yasal olup olmadığını soruyoruz, dairenin olduğu apartmana geldiğimizde dairenin balkonundaki resmi tabelayı gösteriyor bize: vergisini ödeyen ve yasal tüm apart işletmecilerinin apartlarında bulunuyormuş bu tabela, sonradan Ohri sokaklarında yürürken de başımı kaldırıp baktığımda dikkatimi çekiyor artık bu mavi tabelalar. Evde klima, havlu, vb ihtiyaçlar tamam, ertesi sabah erken saatte ayrılacağımız için ödemeyi yapıyoruz hemen ve apart sahibi genç ile daireden ayrılırken anahtarı paspasın altına bırak konusunda da mutabık kalıyoruz :) Kalmaya karar verdiğimiz Apartment Vasko resimleri için  http://www.ohridholiday.com/apartments/vasko/’i ziyaret edebilirsiniz. Ardından makedon genç bisikletine, biz de Ohri’nin güzelliklerine...


Ohri şehri, Makedonya’nın güneybatısında Ohri Gölü kıyısında bulunuyor; ülkenin büyük şehirlerinden biri. Topraklarında barındırdığı tarihi miraslar ile 1980 yılında UNESCO dünya mirasları listesinde de hakettiği yeri almış, görülmeye değer. Mavi ile yeşilin inanılmaz uyumu da yine Ohri’de ağzımızı açık bırakıyor.


Ohri de önceki keşif noktalarımız gibi dar bir alan üzerine kurulu bir şehir, yani yine tabanlara kuvvet, yaya gezeceğiz Ohri’yi. Yeni ve eski şehir kısımları birbiriyle içiçe, şehrin ortasından geçen ana caddenin sonu Ohri gölüne çıkıyor. Bu caddeye paralel olarak devam eden ve yine göl kıyısına çıkan bir de yaya yolu (shopping street – alışveriş sokağı diye geçiyor) var; hatıralık ve/veya hediyelik birşeyler almak isterseniz bu trafiğe kapalı yaya yolunun üzerindeki dükkanlarda aradığınızı rahatlıkla bulabilirsiniz. Ohri’de görülecek yerler bu yaya yolunun başındaki büyük çınar ağacından başlayıp göl kenarına, oradan da kale ve kiliselere doğru uzanıyor.


Ohri Gölü



Pir Muhammed Mehmed Hayati Halveti Dergahı ve Türbesi 
1720 yılında yapılmış.

Monument of St Cyril and Methodius – Aziz Cyril ve Aziz Methodius Anıtı



Saint Sofia Church – Aziz Sofya Kilisesi (Giriş ücreti kişi başı 100-MKD)



Ancient Theatre of Ohrid – Ohri Antik Tiyatrosu



Saint Clement Monastery (Plaoshnik) & Early Christian Basilica– Aziz Clement Manastırı & Eski Hıristiyan Bazilikası (Giriş ücreti kişi başı 50-MKD)

Girişte bilet satan görevli Türk olduğumuzu öğrenince bize indirimli bilet kesti (50-MKD indirimli bilet ücretidir :) )




Üzeri kapatılarak güneş, yağmur, vb dış koşullara karşı korumaya alınan mozaikler görülmeye değer! Alınan önlemler ve koruma çalışmaları, ülkemizdeki ilgili kişi ve kurumlar tarafından örnek alınmalı diye düşünüyorum. Zira biz, bulduğumuz mozaiklerin üstünü tente bezleri ile örtüp üzerine çakıl taşları dökerek kamufle ediyoruz koruyamadığımız için, saklayabilmek adına...






Samuil’s Fortress – Çar Samuil Kalesi (Ohri Kalesi)




Upper Gate of Ohrid – Şehrin üst kapısı



Holy Mother of God Perivleptos Church

Giriş ücretli ancak bilet satan görevli bayan Türk olduğumuzu öğrenince herhangi bir ücret almadan kiliseyi ziyaret edebileceğimizi söyledi :)



Church of St John at Kanoe – Aziz John Kilisesi



Ohri sokakları





Güneş batarken Ohri...


Alışveriş sokağında rengarenk hediyelik eşyacıların yanısıra çok sayıda fast food dükkanları da var. Saatin ilerlemesiyle beraber karınlarımız da acıktı ve etrafa güzel kokular yayan bu noktalardan birinde aldık soluğu atıştırmak için... Bunun yanısıra hemen göl kenarında Ramstore var. Bu büyük marketi görünce bir yerden tanıdık gelecek size :) Bizdeki Migroslar! Ramstore zinciri Migros grubunun yurtdışındaki kolu. Bu oldukça geniş marketten de istediğiniz her çeşit ürünü bulmanız mümkün, hatta Türkiye'den özlediğiniz tatlar varsa onları da :) Niğde gazozundan Doğadan soğuk çaya kadar geniş bir yelpaze işte... http://www.ramstore.com.mk/en/index.php (Ertesi gün yapacağımız otobüs yolculuğu için kraker, bisküvi, vb almayı ihmal etmedik :))

Ramstore'un önünde geniş bir alan var, bu alan/park gündüz saatlerinde boşken akşamüstü yerel halkın ailecek buluştuğu bir nokta oluveriyor. Bize de içeceklerimizi yudumlayıp güneşin batışını seyrederken evsahipliği yaptı :)

Akşam saatlerinde sokaklardan yükselen müzik sesleri ile vakit geçirebileceğiniz çok sayıda bar ve pub olduğunu anlıyoruz. Eski şehire ve kaleye doğru yukarı çıkarken yer alan mekanlardan dilediğinize girebilirsiniz...

Artık biraz uyumalı, enerji toplamalı çünkü yarın yeni bir macera bekler bizi.

Bir sonraki keşif noktamız TİRAN - TIRANA!

27 Ekim 2014 Pazartesi

Keşif Noktamız MANASTIR - BITOLA



MAKEDONYA (MAKEDONYA CUMHURİYETİ – MAKEDONYA ESKİ YUGOSLAV CUMHURİYETİ)

Konumu: Balkanlar

Başkenti: Üsküp

Para Birimi: MKD - Denar (1 Makedon Denarı yaklaşık 0.046 Türk Lirasına denk gelmektedir) Güncel kur için http://www.xe.com/ ‘u ziyaret edebilirsiniz.

Dili: Makedonca



Keşif Noktamız MANASTIR - BITOLA

(30/06/2014-01/07/2014)



Bitola (Manastır), uzun yıllar Osmanlı idaresi altında kalmıştır ve Makedonya’nın en büyük ikinci şehridir.


Üsküp’te geçen keyifli 2 günün ardından kişibaşı 480-MKD karşılığında aldığımız otobüs biletlerimiz ile bindiğimiz şehirlerarası otobüs http://www.transkop.mk/ Bitola’ya doğru yol alıyor. Yaklaşık 2,5-3 saat süren otobüs yolculuğumuz hiç de korktuğumuz gibi değil; otobüsün konforu olsun, karayolları şartları olsun endişelerimizi ortadan kaldırıyor.
 

Otobüsümüz, ihtiyaç molasında bize evsahipliği yapan tesis ve de yolumuz....




Bitola şehirlerarası otobüs istasyonunda indik otobüsten, çantalarımız ellerde ancak kalacak yerimiz yok henüz. Şehrin oldukça küçük olduğunu bildiğimiz için hedefimiz yürürken beğendiğimiz hostel/otele çat kapı girip bir oda satın almak... Ama önce ertesi gün yol alacağımız bir sonraki keşif noktamız için ulaşım imkanlarını öğrenmek lazım. Yine şehirlerarası otobüsler girecek devreye, ertesi gün için otobüs saatlerini öğreniyoruz ve - bilet sıkıntısı olmadığı için biletlerimizi almadan -  istasyondan ayrılıyoruz.

Kahvaltıdan sonra birşey yemedik ve istasyon çıkışında gözümüze çarpan Börekçi’de (Burek :)) soluklanıp birşeyler atıştırıyoruz. Ufak dinlencenin ardından yerel halk, haritalarımız ve tabelalar yardımıyla yaklaşık 10 dakikalık bir yürüyüşün ardından ufacık şehrin tam ortasındasındayız.



Ve karşımızda ‘Manastır Askeri İdadisi ve Bitola Müzesi'. Mustafa Kemal Atatürk’ün 1896-1899 yıllarında eğitim gördüğü askeri okul binası kapılarını bir müze olarak açıyor artık ziyaretçilerine. Müze 3 bölümden oluşuyor: Kemal Atatürk’s Room (Mustafa Kemal Atatürk Anı Odası), Archaeological Musuem (Arkeoloji Müzesi), Townhouse Room 19-20c (19.-20. yy Odası). Müze giriş ücreti kişibaşı 100-MKD. Müze görevlileri müzeyi rahatça gezebilmemiz için elimizdeki çantalarımızı girişe bırakmamıza izin veriyor ve merdivenlerden yukarı çıkıyoruz artık...


 Müze Binası




Müze binasının iç avlusu



Müze binasının içi

Mustafa Kemal Atatürk Anı Odası






 Arkeoloji Müzesi 




19.-20. yy Odası


Müze çıkışında duygularımız yoğun, doğru kelimeleri bulmak ve tarif etmek de biraz zor...

Elimizde çantalarımız ile Müzeden çıkıyoruz ve Shirok Sokak yanımızdan uzamaya başlıyor...

Shirok Sokak 
Gençlerin ve turistlerin vakitlerinin çoğunu geçirdiği, akşam ve gece saatlerinde iyice hareketlenen, güzel hostel/otellerin yanısıra restoran, kafe ve barların sıralandığı ve sadece yayaya açık caddede binaların çoğu da mimari olarak oldukça dikkat çekici...

Shirok Sokak'ın başından başladık yürümeye, sabah erken saatlerden beri ayaktayız ve artık çantaları bir yerlere atmamız lazım. Gözümüz hostel ve otel tabelalarında, binaları baştan aşağı süzerek ilerliyoruz, zaman zaman ara sokaklara da kafamızı uzatmıyor değiliz :) Caddenin ortalarına geldik ve sağ tarafta bu oteli gördük, altında da aynı isimli restoran&barı. İki kişi oda+kahvaltı 20-Euro fiyat alıyoruz ve ben bir koşu yukarı çıkıp boş odaya bakıyorum kriterleri check etmek için :) ve odayı 1 gece için tutmaya karar veriyoruz, malum ertesi gün tekrar yollarda olacağız ve 1 gün-1 gece Bitola için oldukça yeterli...

Hotel El Greco
Otel www.booking.com 'da yok,  ama fiyatı oldukça uygun, odalar tertemiz & yenilenmiş ve tam da merkezde; gidilebilecek her yöne yürüme mesafesinde, otobüs istasyonuna da yaklaşık 15 dakika yürüme mesafesinde. 



Müzeden çıkınca sola doğru devam ederseniz Shirok Sokak, sağa doğru yani Shirok'un devamı gibi ilerlerseniz de yine oldukça geniş bir yaya yolu var; bu yolun sağ tarafı oldukça geniş ama bir o kadar eski spor tesislerinin (halı sahalar, yüzme havuzları, ve daha niceleri) bulunduğu alan, yolun sol tarafı ise bol ağaçlı şehir parkı. Bu yolda yürürken bir tarafınızdan bisiklet süren veya paten kayan bir genç geçerken diğer tarafınızdan da yürüyüş yapan Makedonlar ilerliyor. Renkli bir manzara; yerel halk ile bu gündelik karelerin içinde beraber yer almak turist olduğumuzu unutturuyor bize...

Bu yaya yolunun devamında ise yol çatallanıyor ve ikiye ayrılıyor; sağ tarafı takip ederseniz hayvanat bahçesine ulaşabilirsiniz, sol tarafta ise (müzeden yaklaşık 15 dakikalık bir yürüyüşün ardından) yolun sonunda Heraclea var.


Heraclea Lyncestis



Clock Tower - Saat Kulesi

Statue of Philip II of Macedonia- II. Philip Anıtı

Haydar Kadi Mosque (Jeni Mosque) - Yeni Camii

Isak Beg Mosque (Ishak Çelebi Mosque) - İshak Çelebi Camii ziyaretimiz esnasında restorasyon sürecinde...

Magnolia Square - Manolya Meydanı

Old Bazaar - Eski Pazar alanında bir çeşme


Öğleden sonra saat 2 civarında vardığımız şehir merkezinde güneş son saatini yaşıyor, gezilecek yerlerin tamamına yakınını gezdik, yorulduk ve çookkk acıktık :) Eski Pazar'ın sokaklarında gezinirken gözümüze 'Bitola' isimli bir restoranı kestirdik, yukarıda fotoğrafını koymuş olduğum çeşmenin tam karşısında (ancak restoranın önünde, camlarında ve de broşür/kartlarında hiçbir yerinde latin harfleri yok, tamamen kiril; restoranın ismini de sabahtan bu yana gördüğüm yazılardan tahmin yoluyla söylüyorum :) camında restoran anlamına gelen 'Pectopah' yazıyor). İçeri girip menüye bakmak istedik ve mekanın sahibi olduklarını düşündüğüm çift bize son derece yardımcı oldu. İstediğimiz yerel tatlar burada fazlasıyla var, sıra dışarıdaki masalardan birine oturup yerel biralarımızı yudumlarken köftelerin pişmesini beklemeye geldi!
İnce uzun köfteler menüde 'kebap (10) 250 gr' olarak geçiyor, diğer tabaktaki tek köfte ise ince uzun köftelerin daha kalın ve uzunu, ayrıca içinde de kaşar peyniri küpleri var, bu da menüde 'greec kebap 120 gr' olarak geçiyor. Kısacası bu topraklarda kebap = köfte :)

Yemeğimizin ardından güneşi batırıyoruz ve Shirok Sokak'tan müzeye doğru yürüyoruz. Gündüz gördüğümüz her yer akşam saatlerinde de oldukça renkli, keyifli ve çok daha hareketli... Sokak dansçıları, seyyar satıcılar, marketlerin önlerindeki dondurma dolapları. Hiç de yabancı gelmeyen, bizden manzaralar hepsi... Hızımızı alamadık, müzeyi de geçip Heraclea ve hayvanat bahçesine giden yaya yolundayız yine.

Bu yolun bir de dönüşü var, e tabi sabahın erken saatlerinde bir sonraki keşif noktamız için yola da çıkacağız; U çekiyoruz ve hedef otelimiz artık.

İyi geceler...

Bir sonraki keşif noktamız OHRİ - OHRID!