24 Kasım 2014 Pazartesi

Keşif Noktamız HERCEG NOVİ - HERCEG NOVI



KARADAĞ

Konumu: Güneydoğu Avrupa

Başkenti: Podgorica

Para Birimi: EURO - Avro (1 Avro yaklaşık 2.75 Türk Lirasına denk gelmektedir) Güncel kur için http://www.xe.com/ ‘u ziyaret edebilirsiniz.

Dili: Karadağca



Keşif Noktamız HERCEG NOVİ – HERCEG NOVI

(05/07/2014-06/07/2014)



15:12 saatli otobüsümüz tam zamanında hareket ediyor Kotor'dan ve yine yollardayız artık... 


Balkanlar’da seyahat ettiğiniz otobüs firması tercih ettiğiniz hareket saatine göre değişiyor ve firmaların otobüs & hizmet (ki zaten önceden de söylediğim gibi bizim ülkemizdeki gibi bir ikram vb hizmet sözkonusu değil) kaliteleri arasında çok da bir farklılık yok aslında. Zaten otobüs istasyonlarında her firmanın ayrı bir gişesi de yok, tek gişeden tüm yönlerin, saatlerin ve firmaların biletini almak mümkün...


Kotor - Herceg Novi güzergahındaki (ve Balkanlar’daki başkaca birçok nokta için de) otobüslerin saatlerini güncel olarak http://www.balkanviator.com/en/bus-timetables/hercegnovi-mne/kotor-mne/ linkinden bulabilirsiniz. Bu sitede de bahsettiğim gibi her saatte ayrı bir firmanın hizmet verdiğini göreceksiniz; bizim seyahat tarihimizde&saatimizde biz Adriatic Travel’a denk gelmiştik ve 40-45km’lik mesafeyi keyifle atlattık :) 


Yaklaşık 1 saatlik otobüs yolculuğunun ardından Herceg Novi otobüs istasyonunda iniyoruz. Gezimiz öncesindeki yaptığımız araştırmalarda Herceg Novi’den bir sonraki keşif noktamıza geçerken 2 ayrı rota olduğunu öğrenmiştik. Bu rotalardan birinde otobüs Hırvatistan sınırlarına girip çıkıyor ama bizim vizemiz yok! Bu nedenle bu güzergahtaki otobüsleri kullanamayız ve bineceğimiz otobüs & saatini seçmeden bunu sağlıklı olarak öğrenmemiz gerekli yoksa seyreyleyin sınır polislerinin tutumlarını ve kaybettiğimiz o kadar süre ile enerjiyi... İner inmez netliğe kavuşturmamız gereken tek konu bu, ertesi günü kalkacak ve Hırvatistan’dan geçmeden bizi bir sonraki keşif noktamıza ulaştıracak otobüs var mı, var ise saat kaçta? 


Bu esnada kendi aramızda konuşurken bizim gibi binecekleri otobüsü bulmaya çalışan genç bir Türk çift ile karşılaşıyoruz. Daha öğrenciler ve onlar da bizim gibi sırtlarında çantalarıyla keyiflerine göre geziyorlar. Onların rotası bizimkinin tam tersi; bizim başladığımız noktadan onlar Türkiye’ye dönecek, biz ise onların ilk durağında sonlandıracağız gezimizi... Aramızda 10 yaştan fazla olmasına rağmen onlar gibi tursuz & sırt çantaları ile gezmemize şaşırdıklarını saklamıyorlar ve kısa süreli de olsa can alıcı tecrübelerimizi paylaşıyoruz karşılıklı. Zaman zaman ulaşım ve konaklama, bazen de yemek ve gezilecek yerler oluyor konu başlıklarımız. 


Saat ilerliyor ve biz ertesi günün ulaşımını ayarlamalıyız artık, genç çiftten karşılıklı iyi dilekler ile ayrılıyoruz. Otobüs saatleri istasyonun duvarında asılı ancak güzergahlar yazmadığı için bu detayları öğrenmemiz gerekli. Gişedeki görevli bayana derdimizi anlatıyorum. Bizim  şartlarımıza uyan iki otobüsten biri ertesi gün sabah 08:00’de, diğeri ise akşam 22:00’de kalkıyor Herceg Novi’den. Yolculuğun 5-6 saat sürdüğünü göz önünde bulundurursak sabah kalkacak otobüse binmemizin daha mantıklı olacağını düşünüyoruz çünkü akşam 22’deki otobüs ile hem gün kaybedeceğiz (o gün bir sonraki keşif noktasında gezmek yerine, gezilecek yeri oldukça sınırlı ve küçücük bir şehir olan Herceg Novi’de zaman geçirmek durumunda kalacağız) hem de otobüsten gece 3-3,5 gibi ineceğiz ve ne şehiriçi ulaşım ne de konaklama yeri bulmak mümkün olacak o saatte. Kısa süreli düşünme ve karar aşamasından sonra pimpirikli ben :) gişedeki görevliye sabah 8’de kalkacak otobüsün Hırvatistan’dan söylüyor tekrar. E güveneceğiz tabi kendisine, başka bir seçeneğimiz yok. Kişi başı 23-Euro ödeyerek ertesi gün sabah 8’e biletlerimizi alıyoruz ve ayrılıyoruz istasyondan. İstasyonun çıkışındaki büfeden şehir merkezinin yönünü öğreniyoruz. Yol ve tabii ki de otobüs istasyonu merkeze, Eski Şehir’e ve deniz seviyesine göre biraz rakımlı (yukarıda) kalıyor. Bize gösterilen yönden yokuş aşağıya sokak boyunca yürüyoruz. 


Sokağın sonunda Eski Şehir (Old City) bizi karşılıyor. Burada yine konaklama ihtiyacımızı tabelalardan bularak gidermeyi düşünüyoruz ancak bu sefer o kadar kolay olmuyor. Haftsonu ve öğleden sonra saatleri olduğu için etraf çok sakin, siesta uygulaması burada da var; çoğu mağaza kapalı, otel/hostel sahipleri ya uyuyor ya da yerlerinde yoklar, çünkü çaldığımız kapılar açılmıyor bir türlü... Yol boyunca yürürken karşımıza çıkan bir kafede hem soluklanıp hem de kafedeki wi-fi’yı kullanarak bir otel bulmaya karar veriyoruz.


Bu kısa dinlenme bana iyi geliyor açıkçası. Ben soğuk kahvemin tadını çıkarırken otel aranıyor bir yandan da... Kafeden kalkarken otel bulduğumuzu biliyorum ancak bana detay bilgi aktarılmıyor, gidince görecekmişim :) Bunun sebebini daha sonra anlıyorum, o gün bizim evlilik yıldönümümüz :))) Ve kaldığımız otel de bunun hakkını veriyor, 12 günlük Balkanlar gezimiz boyunca kaldığımız en konforlu&güzel oda burasıııı!!! (Bu arada unutmadan söyleyeyim: oteli bulduk ancak görevli yok etrafta, hangi odaya çıkacağımızı ve anahtarı nereden alacağımızı bilmiyoruz, sesleniyoruz ama gelen giden de yok. 15-20 dakika bekledikten sonra yan binanın altındaki markete gidip derdimizi anlatıyoruz. İnsanlar burada da oldukça yardımsever; gelip bakıyorlar onlar da, bulamayınca şaşırıyorlar ve telefon ile ulaşıyorlar butik otelin sahibi bayana. Tahmin edin neredeymiş kendisi? En üst kattaki kendi odasında uyuyormuş :))) İşte haftasonu rehaveti ve siestaya bir örnek daha! Odasına 50-Euro ödediğimizi öğrendiğim otelin tok sahibi işte :) ) 


Odamızın balkonundan manzaramız



Ve odamız :)





Odada daha fazla oyalanmak istemiyoruz ve kendimizi sokaklara atıyoruz hemen. İlk durak otelin yanındaki Mega Market. Yapışan dil ve damakları ayırmak için 50’lik gazlı su için 0.50-Euro, 50’lik Staropramen marka bir bira için de 1.00-Euro ödüyoruz.  Otelimiz sahildeki yaya yolunun üzerinde ve tam ortasında aslında. Biz soldan koldan başlamayı tercih ediyoruz. Burada hemen yolumuzun başında yunuslar ile gösterilerin yapıldığı bir havuzlu tesis gözümüze çarpıyor ancak bakıyoruz ki denize sıfır olan bu tesis 19’da kapanıyormuş. Bu canayakın hayvanlar ile vakit geçirme şansımızı kaybediyoruz.


Saat 8’e geliyor ve güneş ışınları eğilip gölgeleri uzattıkça manzara daha da güzelleşiyor gibi geliyor bana...




Bu ‘özel’ günün yemeğini de özel ve de keyifli geçirmeye karar veriyoruz. Akşam yemeği için durağımız ‘Splendido’. Deniz ürünleri ve İtalyan mutfağı için tercih edilebilinecek en doğru adres bana sorarsanız. http://www.tripadvisor.com.tr/Restaurant_Review-g304080-d4452222-Reviews-Splendido-Herceg_Novi_Herceg_Novi_Municipality.html . Biz tercihimizi İtalyan Mutfağı’ndan yana kullandık. İçmeyi tercih ettiğimiz ev şarabının yanında fırından yeni çıkmış zeytinyağlı iştah açıcı çubuklar ikram edildi bize. Ardından da sipariş ettiğimiz makarna ve risotto geldi. Adriyatik manzaralı romantik yemeğimiz kibar çalışanların hoş hizmetleri ile daha da güzelleşti. Bize hem içecek hem de yemek konusunda yardımcı olan genç garson Türk olduğumuzu öğrenince masamıza daha sık uğramaya başladı. Sırp asıllı olduğunu ancak ekmek parası neredeyse orada çalışmak zorunda olduğunu, birçok arkadaşının da Türkiye’de, özellikle Kuşadası’nda, çalıştığını ancak kendisinin ülkemize hiç gelmediğini uzun uzadıya anlattı. Toplamda 29.60-Euro (1 litre ev şarabı 12.00-euro, deniz ürünlü risotto 8,90-Euro, domates soslu makarna 7,50-Euro, zeytinyağlı iştah açıcı çubuklar 1.20-Euro) ödediğimiz akşam yemeğinde bıraktığımız 5.00-Euro bahşiş de garsonumuzun yüzünü fazlasıyla güldürdü.


Yemek masamız ve manzarası



Yemeğimizin ardından geldiğimiz yöne geri döndük ve oteli de geçerek sahilden yürümeye devam ettik. Sahil boyunca birçok restoran, otel, dondurmacı, bar ve pub sıralanıyor ve kendi damak tadı&bütçenize göre bir yer bulmanız oldukça kolay (Kotor’da olduğu gibi burada da İtalyan mutfağı en çok karşımıza çıkan alternatif)... Hatıra ve hediyelik eşya alabileceğiniz tezgah&mağaza sayısı az ama güzel parçalar edinebiliyorsunuz bu yürüyüş esnasında.


Herceg Novi, Balkanlar’daki keşif noktalarımız arasında bu güne kadarki en sakin sessiz ve nezih olanı. Yerli halk, evler, mağaza ve tesislerden de gördüğümüz kadarıyla burası daha çok gelir düzeyi yüksek yerli turistin ve tatilcilerin tercih ettiği bir destinasyon. Bizimki gibi yoğun bir gezinin ortasında da böyle bir uğrak noktası doğru bir karar olarak geliyor bize. Koşturmaca ve bir yerlere yetişme/gezilecek yerleri yetiştirme telaşından uzak, geniş geniş yemeğimizi yiyebildiğimiz ve manzaranın keyfini doya doya çıkarabildiğimiz bir sayfiye yeri... Bizim için özel bir tarihte burada olmamız da tamamen tesadüften ibaret diye biliyorum ben :)))


Saatlerimiz gece yarısını geçmişken ertesi günün uzun yolculuğu için (sabah erken saatte birşeyler alabileceğimiz açık bir yer bulamama ihtimaline karşın Mega Market’ten atıştırmalık birkaç şey alarak odamıza yöneliyoruz. (1.5 litrelik su için 0.70-Euro, 1 paket çubuk kraker için 0.20-Euro, 1 paket şekerli bisküvi için 0.65-Euro ve 1 adet Snickers çikolata için de 0.60-Euro ödüyoruz)

Sabah 7:15’te odamızdan ayrılıyoruz. Biletlerimizi önceden almış olmamıza ve yolumuzun çok da uzun olmamasına rağmen yokuş yukarı çıkacağımız için (benden kaynaklı :) ) hızımızın düşük olacağı gerçeği nedeniyle otobüsten 45 dakika önce yollardayız yine :) Önceki gün otel sahibinden öğrendiğimiz kadarıyla geldiğimiz araba yolundan daha kısa olan ve parkın içinden geçen bir yol var. Yolun başını buluyoruz ancak park oldukça geniş ve ters yöne gidip otobüse gecikmek istemiyoruz. Sabah erken parkı temizleyen görevliye İngilizce olarak otobüs istasyonunun  yerini soruyoruz ancak bizi anlamıyor. Tabelalardan ezberlediğim kadarıyla adama ‘Avtobuska Stanica’ diyorum ve adam eliyle koluyla hemen tarif ediyor! 2 kelime ile anlaştık, engin Karadağca ve Sırpça bilgim ile sabah sabah keyfim yerine geliyor :))) Yokuş yukarı düzeni bozulan nefesler düzlüğe ulaşınca normal performanslarına ulaşıyor. Açık gördüğümüz ‘pekara’dan sandviç ve börek (toplam  1.80-Euro ödüyoruz) alıyoruz otobüste kahvaltı niyetine yemek üzere. İstasyon çok uzakta değil; bir Pazar sabahı için kalabalık görünüyor bana... İstasyona geldiğimizde henüz çok zamanımız var ve otobüsün yine Hırvatistan’dan geçmediğini teyit ederek çantalarımızı bagaja veriyoruz. Muavin biletlerimizi kontrol ediyor ve çanta başına 1-Euro bagaj ücreti alarak otobüse binebileceğimizi söylüyor. Yine numara uygulaması olmayan otobüste güneşin yönüne göre şoför arkası üçüncü sıradaki yerimizi alıyoruz. 


Bu seferki yolculuğumuz Centrotrans-eurolines firması ile. http://www.centrotrans.com/
 

Otobüs, Bosna Hersek sınırına doğru ilerliyor çünküüüü...



Bir sonraki keşif noktamız SARAYBOSNA – SARAJEVO!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder